Ülkemizde sokak fotoğrafı çeken çok insan olmasına ve malzeme açısından çok zengin olmamıza karşın ne yazık ki birkaç usta hariç bu tür, klişeleşmiş kompozisyonlardan öteye geçememektedir. Bu sebeple tüm dünyada çok hızla popülerleşen Sokak Fotoğrafçılığı türünü, tarihini ve başarılı olmak için işe yarayacak teknik ve edevatı incelemek istedik.
Önce tanımlayalım.
Sokak fotoğrafı: Kamuya açık alanda çekilen ve çekildiği yerdeki yaşamı belgeleyen çağdaş bir fotoğraf dalıdır. Diğer bir değişle hayat biçimi foto muhabirliğidir.
Sokak fotoğrafçılığı 1900`lerin başında Kodak’ın kurucusu George Eastman’in 35mm film formatını bulması ile çok hız kazanmıştır. Bu sayede sadece sehpa ile sabitlenebilen, pahalı büyük format kameralar yerine gövdesi, filmi ve banyosu çok daha ucuz, ayrıca rahatça taşınabilen 35mm kameralar, tüm fotoğraf âşıklarının ilgisine sunulmuştur. Nikon da 1959 yılında F serisine başlayarak bu yarışta yerini efsanevi bir şekilde almıştır.
Küçük makineler ve küçük objektifler sayesinde medya ilk defa bağımsızlık yolunda bir adım atmıştır. Muhabirler, kimseye belli etmeden, poz verilmesini beklemeden, çok daha hızlı bir şekilde “an”`ları belgelemeye başlamışlardır.
Bu sırada foto muhabirliğe bir ressam eli değmiştir. Henri Cartier-Bresson, her daim yanında taşıdığı kamerasıyla sokak fotoğrafçılığını habercilikten ayırarak yaşamı belgelemeye zekâ ve estetiği katmıştır.
Bresson, şüphesiz muhteşem bir kompozitör ve öncüdür. Ülkemizde bu seviyede fotoğraf sanatçısı olarak ne yazık ki sadece büyük usta Ara Güler’i örnek verebiliriz. Bresson, tekniğini “anı etkilemeden onu beklemek, geldiğinde hazır olarak düşünmeden deklanşöre basmak” olarak özetlemiştir. Bu şüphesiz ki herkesten beklenecek bir sabır seviyesi değildir. Bresson ve Güler gibi ustalar günlerce aynı yere gidip bir noktada bekleyerek, oraya karışarak, izleyerek hayatı belgelemeyi meslek edinmiş, bununla ekmek kazanmış öncülerdir. Maddi ve manevi olarak buna yaklaşmak zor olduğundan, teknolojinin de ilerleyişiyle paralel, sokak fotoğrafçılığında alt türler ve teknikler de gelişmiştir.
Sokak Fotoğrafı Alt Türleri:
1. Candid – Gizli Çekim: Bu bir snapshot portre türüdür. Modelden rıza alınmaz, gizli çekilir. Daha sonra müsaade alınabilir. Sokaktaki bir veya daha çok insan kullanılarak kompozisyon yapılır. Yüz hatları ve ifade ana objedir. Giyim ve çevre de fotoğrafı zenginleştirecektir.
2. Sokak Portreleri: Bu tür, ülkemizde en çok gördüğümüz sokak fotoğrafı alt türüdür. Model farkındadır, poz verir. Çok orijinal işler de çıkar ancak çevre öğeleri katılmaz sadece yüz hatlarına önem verilirse klişeye düşme ihtimali çok yüksektir (Ör. Sokak çocukları, kediler, yaşlı modeller).
3. Foto Muhabir Kareleri: Çarpıcı bir hikâye anlatan karelerdir. Sanatsal olarak doğru kompoze edilmeseler de doğru anda doğru yerde olunarak ulaşılmış güçlü karelerdir.
4. Editorial Kareler: Sokak fotoğrafçılığının aslı ve en zor ürün verilen dalıdır. Bresson ve Güler ustaların bazı fotoğrafları bunlara örnektir. Bu türün günümüzdeki en iyi sanatçıları ve en güzel örneklerinin bazıları Magnum Photos bünyesinde toplanmıştır. Bu tür için resim ve estetik bilgisi elzemdir. Fotoğrafın her türünde olduğu üzere kompozisyon bilgisini ve becerisini geliştirme, fotoğraf çekmeyi bir refleks haline getirme ile ulaşılan sonuçlardır. Bu türün bir özelliği de çekildiği dönemin gündeminden izler taşıması (savaş, afet, katliam, açlık, spor vb.) ve bunu şiirsel bir kurguyla anlatmasıdır.
Bresson’u anlatırken verdiğimiz “Gare” fotoğrafı, yıkık binaları ve sel basmış şehir dokusuyla pekâlâ bir afet veya savaş fotoğrafı iken havada asılı duran adam objesiyle gerçek ötesi bir tabloya dönüşmektedir. Ara Güler’in merdiven fotoğrafı da klasik – modern, kadın – erkek, değişim – muhafazakârlık tezatlarını tek bir karede vermiştir.
Şüphesiz iyi sokak fotoğrafçısı, saydığımız tüm türlerde iyi iş çıkartır. Bu keyifli fotoğraf düsturu muhakkak ki kendine özgü bir teknik ve malzeme kültürünü de beraberinde getirir. Bir sonraki bölümde bunlara değinirken basit ipuçları vermeye çalışacağız.
Işığınız bol olsun…
Konuk yazarımız M. Enis Leblebici hakkında daha fazla bilgiyi kişisel blog sayfasından, fotoğraf paylaşımlarına Flickr hesabından ve kendisine Twitter üzerinden erişebilirsiniz.
huseyin eryilmaz
31/07/2015 at 23:14
Merhaba,
Muhtemelen hızlı çalışma temposundan kaynaklandığını düşündüğüm bir sorun var.
Yanılmıyorsam, Ara Güler’e atfen verilen “Merdiven” fotoğrafı aslında Cartier Bresson’a ait olmalı.
Kontrol edilir düzeltilirse, yanıltıcı bir kaynak durumuna düşmemiş olur diye düşünüyorum.
Selam ve saygılarımla
H. Eryılmaz