Fotoğrafa başlamak ikinci bir dil öğrenmek gibidir. Günümüzde herşey kitaplardan ve internet üzerinden kolayca öğrenilebiliyorken, iş pratiğe dökmek ve sahaya çıkmaya geldiğinde farklı bir hal alabilmektedir. Bu yüzden aslında öğrenilmek istenen konunun teorisini ve barındırdığı bilgileri bilmek, işi pratiğe döktüğünüzde size en büyük yardımcı olacaktır. Türk Nikon olarak aslında fotoğrafçılığın temelinde yer alan bilgileri küçük küçük detaylandırarak sizlere bu bilgileri aktarmaya çalışmaktayız.
Deneyim kazanmanın en güzel yollarından birisi elbette okumanın dışında, kendinize görevler ve küçük projeler atamaktan geçmektedir. Diğer bir deyişle buna pratik yapmanın bilgiyle harmanlanmış hali de diyebilirsiniz. Fotoğrafçılık için konuşmamız gerekirse, gerçekten fotografik becerilerinizi geliştirmenin bir diğer yolu ise sadece tek bir sabit odak lens yani prime lens kullanımından geçmektedir. Bugün size fotoğraf tekniğinizi geliştirebilmek için prime lensleri nasıl farklı şekilde kullanabileceğinizi ve prime lenslerin aslında ne kadar faydalı olduklarını aktarmaya çalışacağız.
Prime Lens ile Hangi Tür Fotoğraflar Çekebilirim
Peki sabit odaklı prime lensler ile hangi tür fotoğraflar çekebilirim? diye soruyorsanız size yanıtımız normal olarak yaptığınız çekimlerin hepsini prime lensler ile de yapabileceğinizi söylemek olacaktır. Detaylandırmak gerekirse gezi ve doğa fotoğrafı, portre fotoğraflar ve biraz bile olsa makro fotoğrafları bunlar arasında kolaylıkla sayabiliriz.
Başlangıç için sabit odaklı 50mm prime lensleri tercih edebilirsiniz. 35mm ve 85mm aralığındaki en yaygın yakınlığa sahip standart prime lens olan 50mm kullanarak, çektiğiniz fotoğraflardaki kompozisyonlarınızın daha yaratıcı olmasını sağlayabilirsiniz. Özellikle 50mm prime objektifler, fotoğrafını çekmek istediğiniz objeye yakınlaşmanızı zorlayacak olmasından dolayı da sokak fotoğrafçılığı için ideal bir başlangıç lensidir.
Nikon 50mm f/1.8G ile çekilmiş bazı örnek fotoğraflar üstteki gibidir. Image credits imaging nikon
Örneğin bir bina fotoğrafı çekeceksiniz ve prime lensinizi elinize aldınız. Binayı kadraja almak ya da kompozisyonunuza uygun şekilde odaklayabilmek için binaya yakınlaşıp ya da uzaklaşmanız gerekecektir. Bu aşamada seçenekleri tartabileceğiniz bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Geriye doğru gidip binayı tam kadraja alabilirsiniz ya da binaya biraz daha yaklaşıp, bina üzerindeki farklı detaylara yoğunlaşabilirsiniz. Hiç birisi olmazsa yukarı doğru çekim yapıp farklı bir perspektif oluşturabilirsiniz.
Elinizde sabit odak mesafesinde bir lens olduğundan ve lens üzerinden odak uzaklığını değiştirme imkanınız olmadığından, 50mm prime lens kullanımı özellikle şehir içinde yapacağınız çekimlerde sizi zorlayabilir. Örneğin mimari bir yapıyı ya da bir köprüyü geniş açı ile almak istediğinizde geriye doğru uzaklaşmanız gerekirken geniş açı lens ihtiyacı hissedebileceğiniz gibi, bir detayı ön plana çıkarmak istediğinizde bu sefer telefoto lens ihtiyacı duyarken, elinizdeki 50mm ile detaya yaklaşmanız gerekecektir.
Prime Lensler ile Portre Çekmek
Başlı başına bir yazı konusu olabilecek prime lensler ile portre çekimi, belki de prime lenslerin en sık kullanıldığı fotoğrafçılık alanıdır. Muhtemelen içimizde zaten portre çekimler için mükemmel perspektif sağlayan 85mm lensleri kullananlar mevcuttur. 85mm portre çekim için oldukça popüler olmuş ve odak mesafesi açısından modelinizi tam olarak kadraja alan bir yapıya sahiptir.
Portre çekimler için başlangıçta 85mm yerine 50mm kullanmak özellikle portre çekim yaptığınız modele yaklaşıp uzaklaşmak açısından size tecrübe sağlayacaktır. Bazı durumlarda 85mm lensin kapsamasına ulaşabilmek için yaklaşmanız gerekirken, bazı durumlarda ise geri çekilip çekim yaparak modeliniz üzerinde ilginç kompozisyonlar yaratabilirsiniz.
Makro Çekimler için Prime Lensler
Prime lensler ile her türlü fotoğrafı çekebileceğinizi belirtmiştik. Makro çekimler biraz zor olsa bile prime lensler ile bir yere kadar yapılabilecek çekimlerdir. Makro çekim yapmak isteyeceğiniz objeye uzaklığınız makro lensler kadar yakın olmayacağı için tek bir objeye odaklanmaktansa, bir bütün içerisinden tek bir tanesini netleyip ön plana çıkarabilirsiniz. Böylelikle hem prime lensin makro çekimlerdeki dezavantajı olan objeye minimum mesafe noktasını göz ardı etmiş olursunuz, hem de makro çekim ortamında farklı kompozisyonlar üreterek prime lensinizin etkisini ortaya koyabilirsiniz.
Örneğin bir lale bahçesi içerisinde tek bir lalenin içine makro çekim için yoğunlaşmaktansa, lale bahçesindeki laleler arasından farklı olan (daha uzun veya renkli) bir tanesini diğerlerine göre ön plana çıkararak çekebilirsiniz. Bu da aslında size elinizdeki lense göre alternatif düşünme ve kompozisyon yaratma tecrübesi kazandıracaktır.
Farklı Odak Mesafelerinde Prime Lens Kullanımı
Başlangıç için 50mm prime lens kullanarak çekimler yaptınız ve kadrajınızı birçok farklı fotoğraf kompozisyonu için 50mm lense göre oluşturdunuz. Yukarıda izlediğimiz süreçten sonra bir anda daha uzun odak mesafesine sahip (örn: 150mm, 200 veya 300mm) prime lensler kullanmak bir anda bakış açınızı değiştirecektir. İlk başta belki ciddi anlamda kafanızı karıştıran bir durum yaşasanızda, farklı odak mesafelerinde prime lensler kullanarak alıştığınız odak mesafesinden farklı bir şekilde daha yakın ve detaylara inebilen çekimler yapabilecek ve bu sefer kadrajınızı bu sabit odaklara göre oluşturuyor olacaksınız.
Değerlendirme
Serkant Hekimci’den Prime Lensler Üzerine
Bir kullanıcı olarak benim için prime lenslerin en önemli özelliği beni kadraj için disipline etmeleridir. Dijital teknolojinin fotoğraf için gelişmesi,zoom objektifler ve fotoğraf işleme programları bizi çok rahatlatırken doğru kadraj üzerine düşünmeden de biraz uzaklaştırdılar gibi. Bu anlamda prime lensler eğiticidir,sizi kadrajınız konusunda daha çok düşünmeye, daha hassas davranmaya yöneltirler. Sürekli bu tip lensleri kullanan fotoğrafçı kompozisyonuna göre duracağı yeri iyi bilir. Ayrıca tasarlanırken tek bir odağa göre tasarlanmaları ve bu nedenle hareket eden elementlerin azlığı bu lenslerdeki görüntü kalitesini artıran en önemli faktördür.
Yine az element içermekten kaynaklı hafif gövdeleri,makine gövdesine fazla ağırlık yapmamaları benim için prime lensleri cazip kılan bir başka faktördür.
Ertan
01/09/2012 at 09:17
Prime nasıl okunur? “Praym” olarak mı? Türkçe değil, “sabit odaklı” demek daha iyi. Çok okunan sitelerde dilimize daha fazla dikkat etmek gerekli. Yakında fotoğraf” yerine “photograph” denmeye başlayacak insanlar, ondan korkuyorum.
Muzbir
07/09/2012 at 11:57
Bazı terimlerin ‘universal’ kalması daha iyidir, en azından birlikte de kullanılabilir. Yeni öğrenenler için de, konuyu farklı dillerde öğrenenler için de uygun olacaktır. Mesela ben almanyada doğdum büyüdüm, 4 dil biliyorum ve orada sadece sabit odaklı yazsa zorlanırım.
Alper Orus
17/09/2012 at 18:57
Yazıyı yazarken her iki karşılığını da eşit derecede kullanmaya çalıştım. Tam da @muzbir’in dediği sebepten dolayı, VR lens nedir diyoruz demek zorundayız TA lens dersek kim anlayacak 🙂
Ayça
18/04/2016 at 21:11
Merhaba,
Peki crop makinelerde(d90ı varsayalım) 50mm yerine 35mm prime lenslere başlangıç için daha mı iyi olacaktır?
Alper Orus
28/04/2016 at 18:26
İhtiyaca göre değişir. Ancak alışma safhasında 35mm daha fazla kullanım alanı sağlayacaktır.