Fotoğraf derslerinin ve temel fotoğrafçılık eğitimlerinin en önemli konularından birisi şüphesiz enstantanedir. Burdan yola çıkarak biraz daha detaya inip fotoğrafçılıkta farklı enstantane hızları nasıl ve hangi durumlarda kullanılır? sorusunun cevabını vermeye çalışacağız.
Enstantane nedir konusuna daha önceden değinmiştik. Bilindiği üzere fotoğraf çekme süresi boyunca kullanılan ışığın doğru bir şekilde sensöre aktarılmasına doğru pozlama diyoruz. Fotoğraf çekim teknikleri açısından baktığımızda ise doğru pozlama; pozlamanın temel unsurları olan diyafram, enstantane ve ISO değerlerinin doğru kullanılıp, çekilmek istenen fotoğrafta ışığın olması gerektiği kadar alınması anlamına da gelmektedir.
Enstantane hızları açısından baktığımızda ise kullanıcının deklanşöre bastığı andan itibaren ışığa duyarlı alanın ışığı aldığı süreyi ifade etmekteyiz. Yani kadraj içerisindeki öğeler açısından bakıldığında, fotoğraftaki hareket hissine en çok müdahale edebileceğimiz nokta farklı hızları deneyerek olacaktır. Şimdi bunu biraz detaylandıralım.
Fotoğrafçılıkta farklı enstantane hızları hangi durumlarda kullanılır?
Fotoğraf makinelerinin sunduğu teknik imkanlara göre enstantane hızları çeşitlilik göstermektedir. Genelde 30 saniye ile başlar ve 1/8000’e kadar devam eder. 1/8000 demek aslında saniyenin sekizbinde biri demektir. Kısa bir örnek olarak göz kırpmasının saniyenin 20’de biri hızında olduğunu düşünürseniz, 1/8000’in ne kadar hızlı bir enstantane değeri olduğunu daha kolay anlayabilirsiniz.
Yine genel kabul edilmiş değerler üzerinden gidilirse 1 saniyenin altındaki 1/2, 1/4, 1/8, 1/15, 1/30, 1/60, 1/125, 1/250, 1/500, 1/1000, 1/2000, 1/4000, 1/8000 kısa pozlama olarak ifade edilir. 1 saniyenin üzerinde yer alan 2, 4, 8, 15, 30 ve bulb modu ile çekilen daha uzun saniyeler uzun pozlama olarak ifade edilir.
Enstantane Hızları Kullanımı
Bu noktada okuyucularımıza küçük bir uyarı yapalım. Yazının başında bahsettiğimiz üzere doğru pozlama için enstantane dışında diyafram ve ISO bileşenlerini ışığın ve bulunduğunuz ortamın durumunda göre belirli bir dengede kullanmanız gerekmektedir.
Aşağıda yer alan farklı enstantane hızları sadece bu hızlarda nasıl fotoğraflar çekebileceğinizi kısaca örneklendirmek içindir. Burada 1/4000’den örneklemeye çalışacağım. Üstündeki değerleri benzer şekilde düşünebilirsiniz.
1/4000 saniye – Çok hızlı hareket eden objeleri dondurmak için kullanılır. Bir spor müsabakasındaki hızlı bir an ya da havada giden topu dondurmak gibi durumlarda işe yarar.
1/2000 saniye – Uçan kuşların kanat hareketleri ya da herhangi su tanelerini net yakalayabilmek için.
1/1000 saniye – Biraz daha hızlı objeleri dondurmak için kullanılır. Bir örnek olması açısından hareket eden araba çekimleri.
1/500 saniye – Bu değer hemen hemen bir şeyleri dondurmaya başlayabileceğiniz noktadır. Çok hareketli çocukları fotoğraflamak, koşucular ya da bisiklet sürücüleri gibi seri hareketler için kullanılabilir.
1/250 saniye – Portre fotoğraflar için mükemmel bir değerdir. Odak mesafesi, objenin uzaklığı gibi konuları çok dert etmeden rahatlıkla kullanılabilir.
1/125 saniye– Çoğu insan için elde çekim sınırıdır. Fotoğraf makinesinin titremesi söz konusu olabilir. Aynı zamanda panning fotoğraflar için de kullanılabilir.
1/60 saniye – Panning fotoğraflar için en ideal değerdir. Ayrıca düşük ışıkta elde çekim için üst sınır da kabul edilebilir.
1/30 saniye – Fotoğraftaki hareket hissinin bulanık olmaya başladığı andır. Pan fotolar için artık alt sınırdasınız.
1/15 saniye – Artık tripod kullanmaya başlamalısınız. Amacınız kadraja aldığınız objelerdeki (suyun akışkanlığı, şelale, yürüyen insanlar, arabalar, trafik vs.) hareket hissini flu yapmaksa en ideal değerdesiniz.
1/8 saniye – Suda hareket hissinin bulanık olması için en güzel enstantane değeridir.
1/4 saniye – Genel olarak artık öğelerin hareketlerinin anlaşılmaz flu noktasına ulaştığı değer. Bu değerlerde oluşan bulanıklık artık fotoğrafı da anlamsız hale getirebilir.
1/2 saniye – Öncekine gore daha fazla bulanıklık. Suyun hareketinin saydamlıktan sanki sise dönüşmesi gibi bir durum ifade edilebilir.
1 saniye – Gün batımı ve doğumu öncesi veya sonrasındaki alacakaranlık fotoğraflar için ideal noktadasınız. Elbette tripod kullanıyorsunuz. Güneş tam batmamış bile olsa yani ışık sağlıyor olsa bile fotoğraf için yeterli ışığın azaldığı anlar. Flaş kullanarak fotoğrafınıza çeşitlik katabilirsiniz.
1 saniyeden daha uzun pozlamalar – İşte bu değerler artık sizin gece fotoğrafları çekmeye başladığınızı gösterir. Bulunduğunuz yerdeki harici ışıklara göre farklı enstantane hızlarını kullanarak mükemmel gece fotoğrafları üretebilirsiniz.
Bulb modu – 30 saniyeden data uzun pozlamalar için kullanılan terimdir. Bu değeri belirlemek artık sizing elinizdedir. Pozlama süresini 30 saniyeden yukarı hangi değerde bitirmek istiyorsanız kontrolü tamamen size kalmıştır.
Sonuç
Bu yazıda sizlere fotoğrafçılıkta farklı enstantane hızları ile fotoğraflarınızdaki hareket hissinin nasıl şekil aldığını açıklamaya çalıştık. Elbette bununla beraber hangi fotoğraf türlerinde hangi değerlerin kullanıldığına da kısaca değinmiş olduk. Eklemek istediklerinizi yorumlarınızda ya da Türk Nikon Sohbet ve Fotoğraf Kulübü grubunda sorabilirsiniz.
eris haluk
27/05/2016 at 14:01
Çok güzel bir anlatım.. Bir de şunu anlıyalım lütfen… Yağmurdan sonra net bir ortamda sabah bir paysage çekiminde Leica P konumunda rahatlkla2000 bin ile çekim yaparken Nikon D 90 ne yazık ki bunu yapmıyor.. Sibernatik ayarlar mı farklı ışığa ve diaframa göre manuel çalışmak mı gerek. Bunu biraz açarsanız iyi olur Teşekkürler..
Alper Orus
27/05/2016 at 14:33
Öncelikle değerlendirmeniz için teşekkür ederim. Yazıda da belirttiğim gibi burada sadece enstantane hızları ve bunun fotoğrftaki hareket hissini nasıl etkileyebileceğine yönelik bir sıralama yapıldı. Sizin Leica, Nikon açmazındaki sorunuz daha çok pozlama dengesine ilişkin. D90 her ne kadar eski (2008) bir model olsa da 1/4000’e kadar enstantane hızı desteklemektedir. Yani rahatlıkla 1/2000 ile çekim yapabilirsiniz. Ancak belirttiğiniz gibi mevcut ışık şartlarını dikkate almak ve manuel olarak müdahale etmeniz gerekebilir.
eris haluk
27/05/2016 at 17:00
Teşekkürler..