Türk Nikon olarak kurulduğumuz günden bu yana “Fotoğraf Aşkına” adımlar atmaya gayret etmekteyiz. Nikon’un Türkiye’deki en keyifli adresi olan Türk Nikon üzerinde artık hem Türkiye’de hem de dünyada, fotoğrafa gönül vermiş, tutkuyla fotoğraf çeken amatör ve profesyonel fotoğrafçılarla yapılmış röportajları bulabileceksiniz.
Bir fotoğraf sever olarak her gün internet üzerinde birbirinden güzel fotoğraflara bakıyorsunuzdur. Muhtemelen bu fotoğrafların çekim teknikleri ve fotoğrafa hayat veren bakış açısı ve kompozisyon, fotoğrafı çeken kişi hakkında size az çok fikir veriyordur.
Türk Nikon olarak web röportajları serisine başlarken ki amacımız ise direkt olarak fotoğrafçının kendisinden, kendi sözleriyle ve anlatımıyla, bakış açısını sizlere yansıtmak olacaktır. Bunun üzerine ilk röportajımızı hayata geçirdik ve Engin Coşkun ile bir web röportaj gerçekleştirdik. Sözü daha fazla uzatmadan Türk Nikon’un sorularına içtenlikle cevap veren Engin Coşkun ile sizleri başbaşa bırakıyoruz.
Engin Coşkun ile Fotoğraf Üzerine Web Röportaj
1. Öncelikle bize kendinizden biraz bahseder misiniz? Kendinizi Türk Nikon okuyucularına tanıtmak isteseniz nasıl ifade ederdiniz?
Algıları çok açık bir insanım. Çok küçük yaşta iken etrafımda olup bitenleri, gördüğüm, duyduğum, farkettiğim şeyler içerisinden özellikle ilgimi çeken ne varsa bir şekilde somut olarak belgelemek veya saklamak ihtiyacı hissettim. Bunun da en kolay ve garanti yolu benim için fotoğraftı çünkü çizim yeteneğim hiç yoktur. O gün bugündür her günümü her anımı fotoğrafla yaşıyorum. Ekipmansız asla dışarı çıkmam. Fotoğraf nefes almak gibidir benim için. Özellikle çekmek istediğim bir fotoğrafı çekebildiysem bunu da beni besler!
2. Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız? İlk fotoğraf makineniz hangisiydi?
9 yaşındayken bu hissettiklerim beni fotoğrafa itti. İlk olarak küçük bir KODAK analog makinam vardı. Okul harçlığımı film almak için saklardım, oukl çıkışı film almaya gider, bitirdiğim makarayı da banyoya verirdim. Bir yandan da fotoğrafla ilgili yerli yabancı profesyonellerin yazdığı kitapları alır okurdum. Zaman içinde Makinalar geliştikçe işin basçek makinaların yaptığından ibaret olmadığını anladım ve teknik dökümanlar toplamaya başladım. Öğrendiklerimi uygulayabileceğim, pratik yapabileceğim yerlere gider farklı ışıklarda çekimler yapardım. Daha ileri makinalara ihtiyaç duymaya başladığımda fotoğraf stüdyolarında çalışıp, para biriktirip istediğim makina ve lensleri alırdım. Kısacası sürekli kendimi geliştirmek temel ilkem oldu ki, fotoğrafçılıkta asla piştim oldum diyemezsiniz, gelişim hayat boyu devam eder.
3. Şu an kullandığınız fotoğraf makineniz ve ekipmanlarınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
Body olarak Nikon D3S kullanıyorum.
Lenslerim: AF-S 16-35mm. F/4G VRII – AF-S 24mm. F/1.4G – PC-E micro 45mm. F/2.8 D ED N – 50mm. F/1.2 Ai-s – PC-E micro 85mm. F/2.8 D ED N – AF-S 70-200mm. F/2.8G VRII – AF-S TC 2.0 EIII.
Ticari çekimlerde çok küçük detay vurgulamak gerektiği zamanda yine Nikon gelişmiş macro ekipmanları kullanıyorum: PB-6 Macro Focusing Bellows – PK-13 Extension Tube – BR-2A, BR-3, BR-5, BR-6 Adapter Rings şeklinde bir set.
4. Ne tür fotoğraflar çekmekten hoşlanırsınız? Makro, manzara, portre vs..
Temelde editoryal belgesel tarzda, insan, mekan, yaşam ilişkisini anlatan fotoğraflar çekiyorum. Fakat diğer yandan bu ve benzeri marjinal farklı tarzda fotoğraflar çekmeyi de çok seviyorum. Tilt-Shift tekniği göründüğü kadar kolay değil. Görüntüleyeceğiniz alandaki formlar buna uygun olmalı. Ayrıca lens üzerinde rotasyon açısını bu formlarla uygun şekilde doğru ayarlamanız gerekli. Aksi takdirde garip bulanık alanlar içeren saçma ve kötü bir fotoğraf ortaya çıkar. Tilt-Shift lenste teknink olarak kullanımı zor bir lenstir. Tamamen manueldir. TILT veya SHIFT hareketleri esnasında vizördeki görüntüde değiştiğinden iyi bir motivasyon ve sağlam göz gerektirir
5. Fotoğraf çekerken fotoğrafın konusunu nasıl oluşturursunuz?
Çektiğim şey herneyse insan veya bir obje, bulunduğu ortamla ilşkisini ve bağını da anlatabileceğim bir kadraj kurarım. Böylelikle fotoğrafın konusu kendiliğinden oluşmuş olur. Genel geçer kurallara dikkat etmekten çok hoşlanmam ama fotoğraftaki kişi veya objelerin abuk sabuk yerlerinden kesilmemesine veya kadraj da saçma yerlerde durmamasına özen gösteririm.
6. Fotoğraflarınızı sosyal medyada paylaşıyor musunuz? Ya da sosyal ağlarda aktif misiniz?
Kendi facebook sayfamda paylaşıyorum genelde. Onun haricinde birsürü gruba üye değilim. Dahil olduğum birkaç derneğin ve oluşumun sayfalarında da zaman zaman paylaşıyorum.
7. Beğendiğiniz ya da tarzını sevdiğiniz amatör ya da profesyonel fotoğrafçılar var mı? Varsa bizimle paylaşmak ister misiniz?
Ben Joseph KOUDELKA, James NACHTWEY, Steve McCURRY ve REZA’ ya özellikle hayranlık duyuyorum. Türkiyeden ise Faruk AKBAŞ, İzzet KERİBAR, Sadık ÜÇOK, Lütfi ÖZGÜNAYDIN gibi birkaç isim daha var dikkatle takip edip beğendiğim.
8. Fotoğraflarınız arasında derecelendirme yapıyor musunuz? Örn: En beğendiğiniz fotoğrafınız hangisi?
Benim ruhumda beynimde belirli bir etkileşim yaratmasa, birşeyler hissettirmese, bence bir anlam ifade etmese çekmeyeceğim için, çektiğim hiçbir fotoğrafımı diğerinden ayırmam.
9. Fotoğraf sizin için ne anlam ifade etmektedir?
Daha öncede belirttiğim gibi benim için hayatın ta kendisi, nefes almaktan farksız. Benim varoluşuma dayalı bir durum. 30 yaşındayım ve ilk günkü heyecanım eksilmeden devam ediyor. Asla vazgeçmeyeceğim fotoğraf çekmekten.
10. Fotoğraf çekmeye ilgi duyan ve bu röportajı takip eden Türk Nikon okuyucuları için ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Ne yazık ki günümüzde artık usta-çırak iilşkisi ve buna dayalı ortamlar kalmadığından sayıları hızla artan temel eğitim kursları ele aldı fotoğraf eğitimini. Birçoklarının zoruna gidebilir belki ama, yeterli temel bilgiye sahip yakın bir arkadaşınızdan da öğrenebilirsiniz oralarda öğrettikleini… Yani insanlara bir artı katmıyorlar. Dolayısıyla konuyu ciddiye alan, gerçekten iyi bir fotoğrafçı olmak isteyenlerin unutmaması gereken: Fotoğraf analitik bir beyin ister. Zira fotoğrafçılık ekipman ve fotoğraf bileşeni ile son derece derin bir matematiktir. En iyi ekipmana sahip olmak kimseyi fotoğrafçı yapmaz, ”göremeyen” fotoğraf çekemez ! Sahip olduğunuz ekipmanın potansiyeli ve sınırlarını bilip, daha fazlasını zorlamamak gerekir. Aksi takdirde hiçbir farklılığı, anlatımı, vurgusu vs. olmayan tekdüze basit kareler ortaya çıkar ve bu bir kirliliktir…
11. Sizinle röportaj imkanını bize sunduğunuz için teşekkür ederiz. Son olarak Türk Nikon hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Ben teşekkür ederim vakit ayırdığınız ve çalışmalarımı değerli gördüğünüz için. Türk Nikon oluşumunu çok kaliteli ve farklı buluyorum. Ciddi, özenli ve dikkatli haber, röportaj ve çalışmalarınızı zevkle takip ediyorum. Uzun soluklu nice başarılara …
Temelde editoryal belgesel tarzda, insan, mekan, yaşam ilişkisini anlatan fotoğraflar çeken ve son 10 yıldır ileri çekim teknikleri ve ileri ekipman bilgisi eğitmenliği yapan Engin Coşkun ile röportajımızın burada sonuna geldik. Türk Nikon olarak biz de kendisine teşekkür ediyoruz.
Engin Coşkun’un fotoğraflarına ve diğer bilgilerine Engin Coşkun Facebook sayfasından ulaşabilirsiniz. Röportaja ek olarak sormak istediklerinizi ya da görüşlerinizi ise burada hemen yorumlarınızla belirtebilirsiniz.
Aysel Pandora
17/04/2012 at 21:59
çok keyifli ve yararlı bir röportaj olmuş, fotoğraflara bayıldım ve ilginç buldum. işini ciddiyet ve aşkla yapan insanların başarıya ulaşmasına çok güzel bir örnek oluşturmuş Engin Coşkun, başarılarının devamını diliyorum…teşekkürler NİKON !!!
Kerem
18/04/2012 at 14:46
Engin Bey, başarılarının devamını diliyorum. Engin Bey’ i takip ediyorum ve henüz takip etmeyenlere de tavsiye ediyorum. Teşekkürler.
Nazım Mutlu
22/05/2012 at 20:52
Büyük usta Engin Çoşkun toptan Canon a geçiş yapmış. Röportajı kalacakmı sitede?
http://www.facebook.com/engin.coskun.12?sk=info
alperor
22/05/2012 at 20:58
Nazım Bey, elbette kalacak.:-) Herkes istediği makineyi kullanmakta özgürdür. Biz Engin Coşkun’un fotoğraf ile ilgili çalışmaları ve yaklaşımını esas alan bir röportaj yaptık kendisiyle.