DSLR makinalara video kayıt yeteneği getirildiğinden beri tartışmalar devam etmektedir (İlk olarak Nikon D90 ile gelmiştir). İlk başta kompakt makinaların özellikleri ve fiyat avantajı yüzünden gereksiz ve pratik kullanımı kısıtlı olarak görülmüştür. Ne olursa olsun, ilk Full-Frame Canon 5D Mark II çıktığı zaman amatör sinemacıların ilk tercihi olmaya başlamıştır. Hem Nikon D90 hem 5D Mark II geniş lens seçimleri, düşük ışık yetenekleri ile video dünyasına ile modern fotoğrafçılığa bir derinlik ve estetik getirmiştir.
Bugün hemen hemen tüm mevcut DSLR kameralar video yeteneklerini bizlere sunmaktadır. Bildiğimiz gibi uzun bir süre, Canon (Full HD 1080p 60/50/30/25/24 frames/second,720p 30/25/24 frames/second) tarafından belirlenen standartlar Nikon ve diğer üreticiler tarafından takip edildi. Nikon, yakın zamana kadar, Nikon D90 ve D3s gövdelerinde 720p sınırlaması ile yarışın gerisinde kalmıştı. Ancak, amiral gemisi Nikon D4 tarafından sunulan sıkıştırılmamış video çekimi ile yarışa geri döndü ve Nikon D800 ile de ön sıralarda çok saygın bir HDSLR olacağını şimdiden belirtti.
2010 yazında Sony A-560 tanıttı ve video kulübüne katılmış oldu. Sony DSLR önde gelen üreticileri tarafından belirlenen kurallara göre oyunun oynamanın kendisine bir kazanç getirmeyecegini anlamıştı. DSLR üreticisi olarak para kazanmak ve piyasada liderliğe yükselmek için en iyi yol en iyi yaptığınız işe odaklanmakla olacağına karar verdiler -Elektronik-. Bugün, Sony Alpha serisi ile NEX aynasız sistemleri ile ve SLT (Single Lens Translusive -Electronic viewfinder, EVFs) ile piyasada diğer üreticiler slow-motion Full HD (1080p saniyede 60/50 kare) imkanı verirken Sony bunun öne geçmiştir. Yani Sony elektronikteki başarısını tekrar kanıtlamıştır.
Büyük DSLR üreticileri tüm dikkatlerini kameraların video çekim özelliklerine vermeye başladı. Bu ne demek DSLR de video kaydı artık bundan sonra hayatımızın içinde yer alacak. Hatta bu duruma şüphe ile yaklaşıp bazı argümanlar sunanlar bile kendilerinden daha az emin gözükmektedirler. Baktığımız zaman kısa filmlerin yeni bir dalga olarak internet gibi geniş bir alanda yayınlanması ve her geçen gün bu sayının artması – vimeo.com,youtube.com şimdi DSLR ile çekilen kısa filmler ile dolu ve her gün yeni videolar ekleniyor. Canon 5D Mark II ile, örneğin “House MD”, “Act of Valor” gibi popüler dizi ve sinema filmi için kullanıldı.
Çekilen filmi düzenlerken en yüksek kalite ve slow-motion olasılığı seçimi yapılması gerekli. Bu durum 30 fps ile 1080p yada 60 fps ile 720p demek oluyor. Şuan Nikon Coolpixler (P510, P310, S2600, S9100) ayrıca Nikon DSLR (Nikon D4, D800), Canon (1D X, 5D Mark III) tüm yeni kameralarda bulunmaktadır.
Tüm bu gelişmelerin kameramanlar için çok olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Peki ş uan ki soru — Gelecekte bizi neler bekliyor ?
Enis Leblebici
23/03/2012 at 18:07
DSLR makinelerin videoklip veya televizyon yapimlarindan daha ciddi projelerde kullanilabilmesi için onunde sadece 3 engel vardir:
1) jello effect: yani pan hizinin yuksek oldugu (aksiyon, araç takip sahneleri) çekimlerde sekiller jole gibi deforme olacaktir. bunun sebebi sensorun “rolling shutter” esasina gore çalismasidir yani analog kamera tum çerçeveyi ayni anda açip kapatirken dijital sensor fotografi yukaridan asagiya dogru tarayarak olusturur. Her noktasi farkli zamanda taranan imajin sekli de hareket hizi arttikça bozulacaktir. CMOS sensor ile video çekenler bunu çok iyi bilirler.
2)Dinamik menzil. RAW veri isleme numaralariyla dinamik menzil artirilmaya çalisilsa da film çekimlerinin basarisindan hala çok uzaktir. (ne yazik ki)
3)Çozunurluk. Ne yazik ki henuz hiçbir dslr sensoru analog film Kodak 500T ile kiyaslanacak çozunurlukte video kaydedememektedir. Sinema perdesine 1080p yansitirsak bir piksel boyutu ne kadar olur?
Bu yuzden televizyon yapimlarinin otesine geçebilmek bugun için imkansizdir.
Çok daha fazla imaj verisini (1TB/s gibi) DSLR boyutunda islemek belki EXPEED 10 islemcisine nasip olur 🙂 O zaman sinema sektorunde bir devrim daha yasanir.
Zamaninda TV’de yasanan gibi.